
EVRENDEKİ AHENK VE DÜZEN
Evrendeki her varlık bir ölçü ve ahenk içerisinde yaratılmıştır. Bütün varlıklar arasında tam bir uyum ve birbirileri için var edildikleri görülür. Dünya dengesinin her şeyde eksiksiz olarak var olduğuna şahit oluyoruz. Bütün bu nimetler ve güzellikler biz insanların emrine verilmiştir. Kuran-ı Kerim’de Yüce Allah(c.c), “insanı, yeryüzünde kendisinin halifesi olarak en güzel ve en akıllı şekilde yarattığını…” haber vermiştir. Buna karşılık da İnsan itikadi, ahlaki ve fiziki her şeyi kavrayabilecek özelliklere sahip yaratılmıştır. Böylece insan, dünya güzelliklerinden zevk alabilsin, yaradılış gayesine yönelik istenilen şeyleri yapabilsin.
Dünyada verilen bütün nimetler hem iyi hem de güzel yaratılmıştır. Örneğin; Gökyüzü kusursuz ve direksiz bir şekilde asla gözü yormayacak hayat dolu bir zenginlik hazinesi şeklinde yaratılmıştır. Atmosfer, galaksiler, Samanyolu, güneş ve sayısız yıldızlar, bitmeyen, tükenmeyen enerji ve su kaynakları, bunların dönüşümleri tam bir ölçü ve eğilime göre yaratılmıştır. Baharda her şeyin kendi renginde canlanması, canlıların üremeleri ve beslenmeleri tam bir dengenin varlığını göstermektedir. Dikkatle baktığımız bir kelebeğin süslü kanatları ve narin vücudu insanda hayranlık duygusunu gösterirken bizi bu kadar emsalsiz ve zengin çeşitleri yoktan var eden ilâhî güce teslim olmaya davet etmektedir. Kur’an-ı Kerim’de Cenâb-ı Hak; ” Biz yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik” (Saffat:6) ve “Andolsun, biz gökte bir takım burçlar yarattık ve seyredenler için onu süsledik.”. (Hicr:16)
“Ondan yeşillikler çıkardık. Ondan yığın yığın taneler, hurmaların tomurcuklarından sarkan salkımlar, birbirine hem benzeyen hem de benzemeyen üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler yapıp çıkarıyoruz. Meyvesine, bir meyve verdikleri zaman bir de olgunlaştıkları zaman bakın.” (En’am:99)


” Hayvanları da o yaratmıştır. Onlarda sizi ısıtacak şeyler ve birçok faydalar vardır. Onların etlerinden yersiniz; akşamleyin getirip sabahleyin salarken onlarda sizin için bir zevk (güzellik)vardır.”(Nahl:5-6)
” Bakmazlar mı yağmur yüklü bulutlara ve görmezler mi nasıl yaratılmış onlar? Ve bakmazlar mı göğe, nasıl yükseltilmiş? Ve dağlara nasıl sağlamca dikilmiş? Ve toprağa nasıl yayılmış?” (Ğaşiye:17-20) Yukarıda meallerini verdiğimiz birkaç ayetten anladığımız şey, kâinattaki her şey tesadüfü olarak yaratılmamış olduğudur.
Evrendeki her şey zerre kadar kendi ölçüsünde şaşmaz mükemmel bir düzen, uyum ve ahenge sahiptir. Bir an dünyamızın kendi eğiliminden milimetrik sapmalarla ekseninden ayrıldığını düşünelim! Bazı kıtalar kavrulurken, diğer kıtalar dondurucu ve hayatı yok edici hale gelir. Amerikalı bir bilim adamı, “havada bulutlar toplandığında çok korktuğunu çünkü yağacak şeyin yağmur olabileceği gibi yakıcı asit de olma ihtimali bulunduğunu” söylemiştir.
Bütün bu örneklerden şu hakikat anlaşılmaktadır ki Allah (c.c.), bütün evreni, aslâ şaşmaz ve sarsılmaz bir düzen içerisinde, insanı hayran bırakan bir uyum ve güzellikte yaratmıştır.


Dünya’nın yirmi dört saatte bir, kendi ekseni etrafındaki dönüşü ile gece ve gündüz oluşur. Dünya’nın bir yılda Güneş’in çevresinde dönmesiyle de mevsimler meydana gelir. Yıldız ve gezegenlerin yörüngelerindeki hareketleri, canlıların yaşamları nı devam ettirmeleri, kışın kar yağması, ilkbaharda doğanın canlanması hep bu düzeni oluşturan ve Yüce Yaratıcı’nın varlığına delil olan olaylardır. Mülk suresi 3. ve 4. ayetlerde Yüce Allah, şöyle buyurmaktadır: “Gökleri yedi kat yaratan odur. Rahman’ın bu yaratmasında bir düzensizlik bulamazsın. Gözünü çevir bir bak. Bir çatlak görebilir misin? Bir aksaklık bulmak için gözünü tekrar çevir bak. Ama göz, umduğunu bulamayıp bitkin ve yorgun düşer.”
Güneş ile Dünya arasındaki uzaklık 150 milyon kilometreye yakındır. Güneş’in bu uzaklığına rağmen, dünyadaki canlılar onun ısı ve ışık kaynağından yararlanırlar. Bilim adamlarının tespitlerine göre Güneş’in bu uzaklığı dünyadaki varlıklar için bir nimettir. Çünkü Güneş biraz daha uzak olsaydı o zaman her şey soğuktan donardı. Yakın olsaydı, o zaman her şey sıcaktan kavrulurdu. Allah, Güneş’le Dünya’nın arasındaki uzaklığı varlıklar için en yararlı olacak biçimde belirlemiş ve güneşi canlıların hizmetine vermiştir. Nitekim Allah, Nahl suresi, 12. ayette bu durumu şu şekilde açıklamaktadır: “O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi.”. Evrende birbirini tamamlayan ve destekleyen bu düzen bir tek yaratıcının varlığına da işaret etmektedir. Zira birden fazla yaratıcı olsaydı evrende düzensizlik olurdu. Evrende, ölçü ve ahenk varsa bunu sağlayan biri var ki o da Allah’tır. Evrendeki ölçü ve ahenk, yasalar çerçevesinde varlığını sürdürmektedir. Canlıların yaşamı, maddenin değişimi, ısı alış verişi, suyun donması gibi olaylar evrendeki yasalar çerçevesinde oluşmaktadır. Evrende var olan sistemin korunması ve canlılığın devamı için hassas bir denge bulunmaktadır.
Evrendeki tüm varlıklar arasındaki ölçü, düzen ve ahengin varlığı Yüce Yaratıcı’yı işaret etmektedir. Yeryüzünden gökyüzüne ve her ikisi arasındaki her şey, birbirleriyle bağlantılı şekilde varlığını devam ettirmektedir.