top of page

SÖZDE GÜZELLİK

Söz, insanın duygu ve düşünlerini başkasına dili vasıtasıyla aktarmasıdır. Söz vardır gönül kazandırır, söz vardır ki gönül kırar veya düşman kazandırır. Esas olan güzel sözlü olmak, gönül kazanmaktır. Atalarımız “Ya hayır söyle ya da sus” şeklinde özetlemişlerdir.

Kur’an-ı Kerim’de “O ikisine (Ebeveynlere) güzel söz söyleyiniz (muamelede bulununuz)” emri vardır. Güzel sözlü olmakla işler kolaylaşır, öfkeler diner, sinirler sakinleşir, sevgi ve saygı bireyler arasında artar. Peygamberimizin de hayatında en çok dikkat ettiği hususlardan birisi de etrafındakilere karşı daima güzel sözle konuşması olmuştur.

Peygamber efendimiz (sav.) insanlarla ilişkilerimizde güzel sözlü olmamızı tavsiye etmiştir. Söz, ağızdan çıkmadıkça bizim esirimizdir. Söylendikten sonra biz artık o sözün esiri oluruz. Boşuna “Kırk kerre düşün, bir kere söyle! Yine Yüce Allah (c.c.) iki kulak yaratırken, bir tek dil vücudumuzda yaratmıştır.

Atalarımız musiki için “Cana şifa, ruha gıdadır” demiştir. Gönülden gelen Allah sevgisini, peygamber hasretini, hem ilahî hem de beşeri aşk duygusunu musiki yoluyla karşılamışlardır, insanda haya ve edep hissini koruyan, ferah ve huzur bahşeden, tefekkür ve aşka daldıran musiki elbette kıymetlidir. İslam dini insan dinidir. Yani insanlık için ihtiyaç duyulan meşru her şeyi hoş görür, teşvik eder. İslamiyet, asla yasaklayıcı, mutluluğu engelleyen bir din olmamıştır. Neyden, Rebaptan, sazdan, udtan, tamburdan, teften, davuldan kurduma kadar çalınan her aletten bir his ve duygu elde edilmiş, aşkın kaynağına doğru gidilmiştir. Ortak zevk ve mutluluk duygusu, Milli Kül-tür’ün pekişmesine fertler arasında birlikteliğe vesile olmuştur. Yeri gelmiş savaş meydanlarında ordular marşlarla şaha kalkmış, yeri gelmiş ilahilerle insanımız vecde gelmiştir.

Bayram günlerinde, dinî ayin ve zikir ortamlarında, çeşitli ibadetler ifa edildiğinde getirilen tekbirler ile Selâtü’s-Selâmlar toplumları vecde ve heyecana getirmektedir.

İslamiyet, inanç esaslarına ve ahlaki ilkelerine ters düşmemek kaydıyla meşru eğlenmeyi, musiki söylemeyi ya da müsabakaları yani yarışları meşru görmüştür. İşte bundan dolayıdır ki, bu beşeri duygu, “estetik his” diye tarif edilmiştir.

bottom of page