HZ. MUHAMMED VE GÜZELLİK
Dünya nimetleri ve onların güzelliklerden faydalanılması hususunda peygamberimiz de vurgulamıştır. Örneğin; Zengin olduğu halde, çirkin ve değersiz bir elbise giymiş olarak huzura gelen bir kişiye peygamberimiz:
“Allah mal vermişse Allah’ın kerameti senin üzerinde görünsün” (Nesai’, Zinet, 54 ) ve (Ebu Davud, Libas, 14) buyurarak uyarmıştır.

Allah temizdir, temizliği sever, güzeldir, güzelliği sever, merhametlidir, merhameti sever, cömerttir, cömertliği sever. Saçınız varsa temiz tutunuz; Yahudilere benzemeyiniz.”[Tirmizi, Edep, 41) söylemiştir. Başka bir hadis-i Şerifte ise:
“Bir gün Peygamber, ‘kalbinde zerre kadar kibir» bulunan kimse cennete giremez’ dedi. Bunun üzerine sahabeden birisi:
– “Fakat elbisesinin ve ayakkabısının güzel ve temiz olmasını isterse” diye sorduğunda, Nebi:-” Allah güzeldir, güzeli sever; (halbuki) kibir, hakkı uzaklaştıran ve insanları hakir gösteren şeydir” cevabını vermiştir.” (Sahihi Müslim)


Hz. Muhammed (sav.), hayatının her safhasında güzelliği aramış ve insanlara da tavsiyede bulunmuştur. Örneğin;:
” O bir gün cenaze merasimine gitti ve mezarın içinde hafif bir kazılış hatası görerek bunun derhal düzeltilmesi gerektiğini emretti. Birisi ona bunun ölüye rahatsız mı edeceğini sordu. Peygamberimiz de: “Aslında böyle şeyler ölüyü ne sıkar, ne de ona rahatlık verir, fakat bu, sağ olanların gözlerine güzel görünmek içindir.” buyurdular.

Hz. Muhammed (sav.) sadece insanlara değil, çevresindeki güzellikleri görünce yaratılışın mükemmelliğini anlatmak için sık sık duygularını dile getirdiğine şahit olmaktayız. Örneğin; Bir defasında aşılı bir fidanı tutup öperek ” Keşke ben de senin gibi aşılı bir ağaç olsaydım” demiş, genç ve güzel olan annemiz Hz. Aişe’ye de ” Ya Hümeyra” (pembe yanaklı) diye iltifatta bulunmuştur.
Kur’an’ı okuyanlara “Sesinizle onu güzelleştiriniz” buyurmuşlardı. Hz. Bilal’e ezanı okutturmasının sebebi, onun sesinin güzel ve gür oluşundan dolayı değil midir?
Allah’ın Resulü, her hususta ve her şeydeki güzellikler karşısında beğenisini ve takdir duygularını ifade etmiştir. Kurbanı keserken dahi iyilikle, en kibar şekilde kesilmesini emretmişti. Zaten Allah’ın sevdiği Müslümanlık hali de böyle olmaktır.

Allah Rasulu, gerek ailesinin yanında gerekse topluluk karşısında bulunacağı zaman, başkalarını rahatsız etmeyecek nitelikte güzel kokular sürünürdü. Evlerin, bahçelerin temiz tutulmasını ister, cadde ve sokakların, su kaynaklarının kirletilmemesini, yiyeceklerin açıkta saklanmamasını tavsiye ederdi. Çünkü, güzelliğin ve erdemli davranışların olmadığı yerde dengesizlik, haksızlık ve ölçüsüzlük vardır. Görüntü, ses ve çevre kirliliğine yol açan ve başkalarını rahatsız eden her durum, Hz. Peygamberin bizlere öğrettiği değerlere uygun düşmez.
Hz. Muhammed, konuşurken kimseye kötü söz söylemez, dilini gıybet ve iftiradan uzak tutardı. O, “Güzel söz sadakadır.” (Buhari, Edeb, 34.) diyerek, Müslümanların birbirlerine güzel söz söylemesini istemiştir. Katıldığı bir cenaze töreninde mezarın hatalı kazılması üzerine bu durumun düzeltilmesini istemiştir. Yanında bulunanlar, “Mezarın biraz hatalı kazılması bu ölüyü rahatsız eder mi?” sorusuna Hz. Muhammed; “Gerçekte bu gibi şeylerin ölüye ne yararı ne de zararı vardır. Bu buradaki sağ olanların gözlerine güzel görünmesi için önemlidir.” demiştir.
Hz. Peygamber, Kur’an’ın ve ezanın güzel sese ve makama sahip olanlarca okunmasını isterdi. Yanık ve içten sesiyle Bilal-i Habeşi’nin okuduğu ezandan etkilenirdi. “Kur’an’ı seslerinizle süsleyiniz.” (Buhari, Tevhit, 214.) diyen Hz. Muhammed, güzel olana karşı ilgi göstermiştir. Yaşamındaki birçok örnek olaya bakıldığında Hz. Muhammed’in güzel olanı tercih ettiği görülür.